mahmut sait
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  beyaz kuğu -ana sayfa
  => beyaz kuğu
  => bu şiirler
  => umutsuz ve düşsüz
  => yarım türküler
  => öyle bil -öyle oku
  => gel diyorsam
  => sevdiğim
  => olan akşam
  => kaçalım
  => gelen gece
  => unutulmuşlar hanından
  => ağlama
  => emine
  => bu sokakta
  => geceler
  => n’olacak
  => ekmek – özgürlük – sevgi
  => kahır
  => bir gökkuşağı
  => bir dürüye türküsü
  => sarhoş düşler
  => ben geldim
  => ıstambullum
  => son havari
  => efkarlanma
  => unutmak
  => bir eski hikaye
  => giden kim
  => anlat hadi
  => sadizm
  => söylemedin deme
  => sen de unutamayacaksın
  => akşamlarda
  => beyaz çingene
  => n’aber
  => elveda
  => elmiş -böyle gider
  => hanlar hanı
  => deniz kızı
  => gideceksen
  => usul usul
  => yaz işte - öyle yaz
  => bey kızı
  => bir gemi beklerim
  => şüphe şüphe
  => sende kaldı
  => suskun
  => eski sevgiler
  Yeni sayfa 217
eski sevgiler



eski sevgiler
tükenip gitti o eski sevgiler nar çiçeğim
tohum katili çorak topraklar üstünde
boz bulanık birikinti sular gibi
mayalandıkça mayalandı sendeki inat
bu vurdum duymazlığın karşısında
zamanla kocadı murat
çürüdü gönlümde sevda
arzularım eridi yudum yudum
günden güne giderek 
-istersen inanma- unuttum

* * * * *

celallendi urumeli paşası
-eflakta boğdanda isyan var
veya odalığı kaçmış gibi bir karamanlıyla
bir birini çiğnemede acabalar-
sıkıntıyla uyandı haşmetli uykusundan
kurt eline düşmüş gibi gırtlağı
bir eşek anırtısıyla öyle bir tellallandı ki görme 
yorgun develerin ıhtığı ilerdeki meydan
eşek işte -aklına karpuz kabuğu düşesi
deme-ya susuz garibim  ya torbada yok saman
bir süphanallah çekti urumeli paşası
silkti korkulu düşleri yastığından
kul kul olmalıydı ki yatak da yatak olsun
kul muti olmalıydı bir ipek yatakçasına
ve urumeli paşası rahat uyumalıydı
gözleri suya batmış karabatakçasına

* * * * *

o güzel aynalar nerelerde kaldı nar çiçeğim
şimdikiler boz bulanık gördüğün gibi işte
her baktıkça bin çatlak
yılların acıları yazılmış gibi öyle
sanki sivri taşlarla çizilmiş eski yüzler
yalan değil söylediğim bir daha yeniden bak
sende bana tek tanıdık o hareli çakır gözler

bir umut kımıldadı kervancının yüreğinde
ve arkasından yollarda büyüyen yorgunluk
oturdu tam göğsünün üstüne bir ağır
son bir nefes aldı cıgarasından
yeniden sızladı yarık dudağı
yine bir sayfa silindi az yazılmış
dünküyle tıpa tıp bu hayat kavgasından
bulutlar arasında bir ay indi ufka –usulca
sol elini koydu başının altına yastık gibi
kapandı sağ elinin iri parmakları
batırdı yarım ölümlere çapaklı gözünü
ve arkasından –toprağı bol olsun- 
orhan velinin ruhu
mutad umutlara batırdı fırçasını
maviye boyamak için gökyüzünü



eski sevgiler
 
   
Bugün 2 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol