gönlümce olmadığında
–gerçeklere aldırmıyorum artık-
bilmelisin
gönlümce gerçekler istiyorum senden
-damlasının bile olmadığını bile bile
koy ellerini şakağına
–düşün ve beni dinle
bu bahar olmazsa gelecek bahar
–meyveye kalacak ağaçlar yine
çınarlar bulutlara sevdalı görüyorsun
–söğüdün arzusu dere kenarı
çam kozalaktan umutlu
–yüzyıllara niyet etmiş kestane
niye yüreğinde beslersin yarın korkularını
gözlerin niye tedirgin
bildiğin gibi
at cümle korkularını bir kör kuyuya ilkin
öyle yaz
* * * * *
dönmesine devam ediyor –ama-
yorgunluğun yumuşacık kucağında
çok şeyler kaybetmiş eski delibaşlılığından
bir durgun bir yavaş dönüyor dünya
–anlayacağın
yavaş yaşıyoruz artık-
bundandır yavaş düşünüp yavaş sevdiğimiz
bir zamanlar
- boş umutlar peşinde çırpındık durduk
kayıplarımızın kazançlarımızdan az olmadığını
kendi kendimize anlatıncaya kadar
yüreklerimize tortular indi ikindilerden
bildiğin gibi
düşüncelerin farklı olmalı ilkinkilerden
öyle yaz
* * * * *
hiç sordun mu kendi kendine
portakal niye turuncu yaprağı yeşil de
bulutları kim boyar her akşamüstü
bir gün olsun üşenmeden ayrı ayrı renk renk
ya şu bizim öksüz sevdamız
-cevap verme düşünmeden
niye böyle huysuzlaştı asileşti giderek
düşündün mü her varlık niye yoklukla malul
ve niye her diri mahkum ölüme
ya biz
–sarıya boyanırken yeşillerimiz
eski sevdalarımız kayıp giderken ellerimizden
bir arsız umudun yarın boyundurukları altında
niye böyle bir tedirgin bir korkulu bekleriz
niye böyle kördüğümüz
unutma yalan olacak yalan
ayrı kentlerde güldüğümüz
ama sen vazgeçemezsin eski alışkanlıklardan
madem ki yeni yollara çıkmanın zamanıdır
bildiğin gibi –
bir sevdadan bir sevdaya bir azat fermanıdır
öyle yaz
* * * * *
görüyorsun ayak sürüyerek yürüyoruz
aldanma kıpırdadığına çatlak dudaklarımızın
yorgun akşam türküleriyle
–dönecek yuvamız yok bizim
tedirginiz ikindilerden
–gariplerin akşamı çabuk olur azizim
bir kaygılı susuyoruz
-aysız yıldızsız gecelere
yorgun argın gidiyoruz
ama sen bizden de yorgunsun
–otur şuraya- biliyoruz dargınsın
dargınsın ama
–bilesin ki -
biz de dünyaya kök çakmadık
saçlarımıza ak düştü bak sabah güllerine kırağı
–bu sonbahar-
ölümün korku yüklü kervanları konakladığında yüreğine
in sevda gölünün vefadan kenarına
hasretlikten kes bir kamış
bir divit yap bildiğin gibi –-yok olurmuş yok olmazmış
aldırma el alemin dediğine
bildiğin gibi
divitini bir kahra batır bir sevgiye
yaz işte
öyle yaz
**************
yaz işte
öyle yaz